Döşlüoğlu Süpürgecilik

Hakkı Döşlüoğlu’nun 10.03.1970 yılında 1013 Sicil No ile Edirne Ticaret Borsasına kaydıyla başlayan süpürgecilik sektöründe babadan oğula gelen bir aile geleneğiyle hizmet veriyoruz. Köklerimiz, müşterilerimize en kaliteli hizmeti sunma arzusunu taşıyan değerli büyükbabamızla başladı. O dönemde bile müşteri memnuniyetini her şeyin üstünde tutmayı kendimize ilke edindik. Bu değerli geleneği, zaman içinde aktararak günümüze kadar taşıdık ve yolumuza güvenilirlik ve sadakatle devam ettik.

Amacımız, evlerinizi ve iş yerlerinizi tertemiz yapmakla kalmayıp, aynı zamanda güvenilir bir hizmet sunarak sizlerin hayatını kolaylaştırmaktır. Süpürgecilik işimizi tutkuyla yapıyor ve temizlik konusundaki uzmanlığımızla müşterilerimizin güvenini kazanıyoruz.

Ekibimiz, sektördeki değişimleri yakından takip ederek en son teknolojilere ve yeniliklere ayak uyduruyor. Kaliteli ekipmanlarımız ve deneyimli personelimizle her türlü süpürge ihtiyacınızı karşılıyoruz. Müşteri memnuniyeti bizim için en önemli önceliğimizdir ve bu nedenle çalışmalarımızda titizlikle ilerliyoruz.

Hizmet verdiğimiz her müşteri, bizim için özeldir ve ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunmak için özveriyle çalışırız. Süpürgecilik işimizde, dürüstlük, şeffaflık ve müşteri odaklılık ilkelerini benimsemiş durumdayız.

Geçmişimizden aldığımız güçle, modern çağın gerektirdiği teknoloji ve yöntemlerle donanmış olarak sizlere daha iyi hizmet sunmak için çalışıyoruz. Gelişen dünyaya ayak uyduruyor, sürekli öğreniyor ve kendimizi yeniliyoruz.

Bize duyduğunuz güven ve sadakat için teşekkür ederiz. Siz değerli müşterilerimizin desteğiyle, süpürgecilik alanındaki liderliğimizi sürdürmek ve gelecek nesillere bu güzel mirası aktarmak için kararlılıkla ilerliyoruz.

Sizlere daha temiz ve düzenli bir yaşam alanı sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Her birinizin hayatını kolaylaştırmak ve güzellik katmak için buradayız.

İlginiz ve zamanınız için teşekkür ederiz.

Saygılarımızla,

Döşlüoğlu Süpürgecilk

Onur Döşlüoğlu

Hakkı Döşlüoğlu
1970 – 2014

Efgan Döşlüoğlu
1980 – 2018

Onur Döşlüoğlu
2016 – ………

Basında Biz

2020-2021 Ahisi seçilen süpürge ustası Efgan Döşlüoğlu ile süpürgecilik mesleği hakkında röportaj yaptık.15 yaşında mesleğe başlayan Efgan Usta, o günden bugüne 40 senedir aynı mesleği icra etmekte. Kendisiyle süpürgeciliğin tarihini, mesleğinin günümüzdeki durumunu değerlendirdik. Süpürgeyi sanat, süpürgecileri ise zanaatkâr olarak yorumlayan Efgan Usta, tükenmekte olan mesleğinin en büyük sorunlarından birinin yetiştirilecek elemanın bulunmaması olduğunu söyledi.

Efgan Ustaya Sorduk….!

“Kendinizden bahseder misiniz? Kaç yılında nasıl başladınız süpürgecilik mesleğine?”

        1965 Edirne doğumluyum. 1980 yılında liseyi bırakıp Edirne’de mesleğime başladım. 1984 yılında da Bağ-Kur’a kaydım yapıldı işime resmi olarak başlamış oldum. 1984’ten bu yana da işimi sürdürüyorum. 5,5 yıldır emekli olarak işimi yapıyorum. 40 yıllık tecrübem var.Babam da süpürgeciydi ve 55-56 yıl bu sanatı icra etti. Okuldan ayrılmadan evvel de tatillerde babamın yanında çalışıyordum. İşimi babamdan öğrendim. Çıraklık, kalfalık zamanlarımı babamın yanında çalışarak tamamladım. Çıraklık zamanında kendimizi yeterli görüyorduk ama baba biraz daha çalışmamızı, olgunlaşmamızı istiyordu. Uzun seneler babamın yanında kaldım. Sonradan iş yerimi açsam bile yine babamın kontrolünde çalışmaya devam ettim. Babamın; “Artık seni ayıralım bir iki makine ve ham madde alalım işine tek başına başla ve çıraklarını yetiştir” lafından sonra iş yerimi açıp çıraklar yetiştirmeye başladım. Fakat yetiştirdiğimiz çırakların çoğu fabrikacı oldular. Çünkü bu işin maddi getirisi insanların gözünü çok korkuttu. Çok kazancı net olan bir sanat değil. El Emeği ile yapılan bir iş. 

“Delikanlılar akşamüstü ip boyadığımız toz boyanın suyunun dolu olduğu tenekelere ellerini sokarlardı”
        Benim çıraklık zamanlarımda; delikanlılar akşamüstü ip boyadığımız toz boyanın suyunun dolu olduğu tenekelere ellerini sokarlardı. Elleri kırmızı, mavi renk olurdu. Sonra delikanlılarımız o boyalı ellerle kız tavlamak için mahalle arasında gezerlerdi. Elleri renkli olanlara “delikanlının işi iyi, süpürgecide çalışıyor, kızımıza bakar” diye yaklaşırlardı. Yani o dönem o ellere bulaşan boyalar, mesleğin, emeğin simgesi aynı zamanda maddi durumun da göstergesiydi. 

“Şimdi hiç kimse çocuğunu süpürgeciye verip, çalıştırmak istemiyor”

         Eski günlerde DSİ gibi kurumlar çalıştırmak için eleman arıyorlardı. Fakat süpürgecide çalışan delikanlının maaşı dönem resmi kurumlarda çalışanların maaşından 2 kat fazlaydı. Resmi daireleri tercih edip, memur olmak istemiyorlardı. Zamanla tam tersi oldu. Şimdi hiç kimse çocuğunu süpürgeciye verip, çalıştırmak istemiyor. Çünkü geleceği olan bir iş değil. Yaptığımız sanat, kalfası, çırağı, ustası varsa ilerleyebilen, yürüyebilen bir meslek halindedir. Alttan yetişen eleman şuan sıfır, hiç yok. Her ne kadar ücreti asgari ücretten fazla bile olsa yine de çocuklarını çırak olarak süpürgecide çalıştırmak istemiyorlar. Çıraklıktan sonra kalfa, kalfalıktan sonra usta olacak ve dükkân açacak fakat dükkân açtıktan sonra yanına alacağı kalfa, çırak yok. Bu iş tek başına olan iş değil. En az 3 kişi mutlaka olmalı. Zarici, sarıcı, bağlayıcı, olması gerekir. Bu işin hepsini bilen birisi tek başına yapsa en fazla 80-100 tane süpürge yapar o da onun harçlığına yeter para kazanmak için yapmaz. 

“Edirne’de süpürgecilik mesleğinin durumu nedir?”
          Kâr marjı çok düşük olan bir iş. Eskiden hem ekim, hem de satış anlamında Edirne süpürgede tekti. Kazanç hep böyle gider diyip çok üzerine düşmemişler. Meslek zamanla Adapazarı’na yayıldı. Biz Adapazarı’ndan geride kaldık. Çünkü Edirne’den ötesi yok sınır olarak. Örneğin; Kars tüccarı İstanbul’dan mal yüklemeye gelir dönerken de yol üstüne Adapazarı’na uğrar ve süpürgesini alır. Ama bizden öte yok. Aynı tüccara, “Edirne’ye gel buradan süpürge al” dediğin zaman mazot parasını hesaplayıp gelmez. Ama zaten Adapazarı’ndan geçtiği için malını alıp, gidiyor. Süpürgecilik zamanla, Samsun’a, İzmir-Ödemiş’e, Balıkesir-Susurluk’a, Tokat-Niksar’a yayıldı.